Kozmopolit bir semtte yaşam

İstanbul’un merkezi; Asırlar boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapan “Taksim” dir.

İstiklal Caddesi birçok ilklere ev sahipliği yapmıştır. Modern hayatın birçok “ilk’i buradan gelmiş ve buradan yayılmıştır; örneğin ilk ‘kuru temizlemeci’, ilk ‘Havana puroları’, ilk kafe şandan’ ilk ‘cenaze levazımatçısı’ gibi.

İstanbul Araştırma Enstitüsü – Selahattin Giz Arşivi’nde sergilenen  fotoğraflarda da  görüldüğü üzere ;

Medeniyetin ve çok kültürlülüğün merkezi İstanbul- Taksim- Beyoğlu’nda geçmişte şapkasız ve/veya kravatsız çıkılmazmış, insanlar maddi durumuna bakmaksızın buna özen gösterirlermiş. Daha çok ‘oldukça temiz ve düzenli ‘ görünmek gayreti içindelermiş.  Ayakkabıların bakımına özen göstermek de pek tabii bu özenin içerisinde.

İstiklal Caddesi konumu gereği, her zaman, birçok dilin konuşulduğu farklı kültürlerin ve yasam tarzlarının bir arada tüm canlılığı ve sesleri ile yasadığı kozmopolit bir yer olmuştur. Ve bu canlılığı daima korumuştur.

İstiklal Caddesi boyunca sağlı sollu sıralanan sokakların taşlarla döşenmesi, gazla aydınlatılması, kanalizasyon sisteminin yapılandırılması, binalarda elektriğin kullanılmaya başlanması, Tünel’in inşası ile  elektrikli tramvayların hizmete girmesi İstanbul’un dünyada öncü bir kent olması yolunda önemli adımlardır.

İstiklal caddesi aynı zamanda geçmişten bugüne birçok toplumsal törenlerin ve yürüyüşlerin adresi olmuştur. İstanbul’un işgalden kurtuluşu ile  kentin en önemli kültür hattı olma özelliğini günümüzde de korumuştur. Farkı; her bir dönemi kendi özellikleri ile yansıtan yapılarıyla koruyarak gelen semt, günümüzde de ortak geçmişe ışık tutmaktadır.

Beyoğlu ve İstanbul demiş iken en önemli eserlerinden biri; Pera Palas Oteli’ nden bahsetmemek olmaz. Çocukluğum babamın 25 yıllık hizmetinden dolayı burada geçmiştir. Ailemizin tüm düğün ve sünnet törenleri burada yapılmıştır. Babam çalışırken beni yanında işyerine götürürdü ve ben Pera Palas’ın katlarında dolaşıp, otel misafirleri ve personel ile sohbet ederken çok keyifliydim.

Pera Palace Hotel’in hikâyesi, 19. yüzyılın sonlarında başladı. Orient Express, 1888 yılında Paris-İstanbul seferlerine başladığında, İstanbul’da Orient Express yolcularının alışkın oldukları yüksek standartları sunabilecek bir otel yoktu. Bu boşluğu, kısa süre sonra kuruluş çalışmalarına 1892 yılında başlanan, 1895’te ise açılış balosu yapılan Pera Palace Hotel doldurdu. Otel, Haliç’in muhteşem manzarasına hakim, kültürel faaliyetleri ve sosyal aktiviteleri nedeniyle ‘küçük Avrupa’ olarak bilinen Pera’nın Tepebaşı bölgesindeydi.

Pera Palace Hotel, İstanbul’un en ihtişamlı yapılarından biri olarak açıldığında, birçok ilkleri barındırıyordu; İstanbul’da Osmanlı sarayları dışında elektriğin verildiği, ilk elektrikli asansörün ve ilk akar sıcak suyun bulunduğu binaydı. Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk oteli olan Pera Palace Hotel, kuruluşundan itibaren tarihi olaylara tanıklık ederek kent kültürünün çok önemli simgelerinden biri haline geldi.

Pera Palace, 1917 yılından itibaren pek çok kez Mustafa Kemal Atatürk’ü de ağırladı. Cephe dönüşlerinde adeta evi gibi kullandığı, ülke için önemli kararlar aldığı ve üst düzey misafirlerini ağırladığı 101 numaralı odası, doğumunun 100. yılı olan 1981’de Atatürk’ün şahsi eşyalarının da sergilendiği bir müze oda haline getirildi. Bu niteliği nedeniyle, Pera Palace Hotel,  bir ‘müze-otel’ konumundadır. Atatürk Müze Odası, Agatha Christie Odası ve özelikle bahsinin geçmesi gereken diğer yer pek tabii, Tarihi Asansördür. TARİHİ ASANSÖRÜ Ünlü İngiliz yazar Daniel Farson, Türkiye’nin ilk elektrikli asansörünü şu sözlerle anlatıyordu; “Dökme demir ve ahşaptan yapılmış dünyanın en güzel asansörüdür. Bu asansör reverans yapan bir kadın gibi yükselir. Turistler gözlerini bu müthiş sevimli ve aristokrat asansörden ayıramazlar.” (KAYNAK: Vikipedi)

Kentliliği, ötekileştirmeden farklılıklarıyla, sesleri ve renkleri ile herkese ev sahipliği yapmasından mütevellit gelmektedir. İstiklal de bir ‘deli’ bile olsanız, bu da normaldir.

Hangi kültür, ırk, mezhep, sosyal statü ya da sosyoekonomik durum ya da ruh-beden sağlığında olup olmamanız önemli değildir; siz sadece insansınızdır.

Taksim/Beyoğlu

2022- Ağustos

Gamze YÜCEL