Pedagog Kimdir, Nasıl Pedagog Olunur?

Pedagoji; çocuk bilimi. Çocuklarda davranış bozuklukları ve kökenini araştıran bilim dalıdır.

Pedagog: Eski yunanca ve latince de “paidagogos’dan” gelir. Pedagog, çocukların özellikle zihin-fizik gelişimini ve psikolojisini takip eden, olası problemlere karşı danışmanlık yaparak çözüm üreten uzmana denir. Günümüzde pedagogu en iyi tanımlayacak şey: çocuk psikolojisi, gelişimi ve eğitimi uzmanıdır. Çünkü Pedagog ne sadece çocuk Psikolojisi ile, ne sadece bir çocuğun gelişimi ve eğitimiyle ilgilenir. Çünkü ÇOCUK İLE ÇALIŞILIRKEN psikoloji ile eğitim birbirinden ayrılamaz.

Pedagog: Çocuk Psikolojisi, Gelişimi ve Eğitimini bilen uzmandır. Maalesef ki Ülkemizde 1982 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı kanun ile Türkiye genelinde pedagoji bölümleri kapatılmış ve eğitim bilimleri fakültelerine çevrilmiştir. Geriye baktığımızda Türkiye’de artık pedagog yetişmemektedir. Ülkemizde üniversitelerin Pedagoloji bölümü uzun bir süredir kapalıdır ki, bu nedenle Pedagoji Lisans Diplomasına sadece eski mezunlar sahiptir ve bu nedenle Pedagoji kategorisinde sadece lisans eğitimi aramamız diğer bölümlerin aksine mümkün bulunmamaktadır.

Pedagoji bölümünde; Çocuk Psikolojisi, Gelişimi ve Eğitimi Bölümü öğretilirdi. Bu nedenle yeterli bir pedagog olmak isteyenler hem psikoloji, hem de gelişim ve eğitim alanından iki alandan da mezun olmalı/bu alanlarda yüksek lisans yapmış olmalıdır. Yani; hem çocuk psikolojisi alanında, hem de çocuk gelişimi ve eğitimi alanında kendini yetiştirmelidir.

Aşağıdaki bölümlerden birinden lisans(veya üstü) mezunu olma şartı aranmaktadır:

1- Pedagoji (kapanmadan önce)

2- Psikoloji

3- Psikolojik Danışmanlık

4- Çocuk Gelişimi

5- Okul Öncesi Eğitimi

Ne bir pedagog, ne de bir psikolog çocukların yaşadığı ciddi ruhsal ve gelişimsel bozuklukları tek başına yardımcı olamaz. Bu nedenle de pedagog, çocuk psikiyatristiyle işbirliği içinde çalışmak zorundadır! Çünkü hiçbir pedagog/psikolog tedavisi uygulayamaz.  Her alanda olduğu gibi özellikle bu alanda da kendini ‘uzman’ sanan SÖZDE uzmanlardan sakının.

Bu konuda henüz yasal düzenleme yapılmamış ancak Devletimiz belirli devlet memurlukları kadrosunda yukarıdaki bölüm mezunlarını “Pedagog” ünvanı vererek çalıştırmaktadır. (Adliyelerdeki “Pedagog” kadroları vs.)

Adalet Bakanlığının 11 Kasım 2020 tarihinde DUYURDUĞU “merkez teşkilatında bulunan 12 istatistikçi, 3 mimar, 2 diyetisyen, 1 şehir plancısı kadroları ile taşra teşkilatında bulunan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine Ek-1 listede sayısı ve yeri belirtilen 144 psikolog, 100 pedagog ve 156 sosyal çalışmacı kadrolarına sözlü sınav sonucuna göre personel alımı yapılacaktır. “DUYURUSUNDA BELİRTTİĞİ ÖZEL ŞARTLAR; B-Pedagog: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık veya Eğitim Programları ve Öğretim lisans bölümlerinin birinden mezun olmak. diye geçmektedir.

***İç hukukumuzdaki mevzuata göre ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı dışındaki ruh sağlığı çalışanları psikiyatrik hastalıkların tanı ve tedavi (psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi) sürecinde tek başlarına yer alamazlar. Ruh sağlığı hizmetleri tedavi süresi boyunca da işbirliği içinde ve ekip halinde sürdürülmelidir. “Tedavi süreci” tanının tekrar değerlendirilmesi ve iyileşmenin takibinden ayrı düşünülemez. Tanının psikiyatri hekimi tarafından konulması sonrasında psikolojik tedavinin klinik psikolog tarafından, psikiyatri hekiminin dahil olmadığı bir süreçte yürütülmesi tanının tekrar değerlendirilmesi, eklenebilecek tanıların takibi vb. gibi konular açısından uygun değildir.

***Yüksek Öğrenim Kurulunun 16.9.08 gün ve B.30.0.E.Ö.B. 0.00.00.01- 3584 sayılı yazısında psikologların tek başlarına muayenehane açıp psikiyatrik hastalıkların tanı ve tedavi sürecinde yer alamayacakları açıkça belirtilmektedir(Ek-1).

*** İNSAN: biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. VE Dünya Sağlık Örgütü tarafından SAĞLIK:” biyo-psiko-sosyal olarak tam bir iyilik halinde olmak” olarak tanımlanmaktadır.

DOLAYISIYLA Tıbbi eğitim alMAmış kişilerin hiçbir şekilde psikiyatrik anlamda ruhsal bozulma/hastalık ile normal/sağlıklı ayrımını yapamayacağı bilimsel bir gerçektir. Tüm ruhsal hastalıkların tanısında “bu durumu açıklayacak fiziksel bir hastalık ya da madde kullanımının dışlanması” hayati öneme sahiptir.

Örn. hipotiroidi belirtileri ile depresyon belirtilerinin ayrımını hekim dışı meslek gruplarının yapması beklenemez ya da hipertiroidili bir çocuğa dikkat eksikliği yanlış tanısı konulabilir.

Major depresyon fiziksel hastalıklara en çok eşlik eden psikiyatrik bozukluk olarak öne çıkmaktadır.

Depresyon bilinen/akla gelebilecek tüm fiziksel hastalıkların seyrini olumsuz yönde değiştirerek sağlık merkezlerinin kullanımını artırır, kişinin günlük yaşam kalitesini düşürür.

Tedavi edilmeyen depresyonun, özellikle kalp krizi geçirmiş kişilerde hastalığın seyrini kötüleştirdiğine dair bilimsel makaleler yayınlanmıştır. AYRICA TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİNİN DE TAKİPÇİSİ OLDUĞU GİBİ “Sağlık Bakanlığı’nın ruh sağlığı hizmeti sunan tüm meslekler için görev, yetki ve sorumluluk tanımlarını içeren yasa girişimini destekliyoruz”  PSYCHE DANIŞMANLIK

https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/ruhsatsiz-calisan-psikologlara-operasyon-5-yil-hapisleri-isteniyor-2204119/